Gülseren Onanç

Kadın müzisyenler milliyetçilik ile harmanlanmış ataerkil ideolojinin yeni hedefi oldular.
Yeniden Refah Partisi, Anadolu Gençlik Derneği ve Milli Gençlik Vakfı gibi İslamcı dernekler bir araya gelip Melek Mosso’nun Isparta konseri iptal ettirdiler. Grup Melek Mosso’nun Müslüman Türk kadınının baş örtüsüne el uzattığını ve “Soyunun” diyerek gençliğe kötü örnek olduğunu iddia ediyor.

Şarkı sözlerinin “dini değerlere hakaret” olduğunu iddia edip Sezen Aksu’ya yapılan tehditlerin de, sahne kıyafetleri ve dansları gerekçe gösterilerek Gülşen’e yapılan saldırıların da altında aynı zihniyet yatıyordu.

İyi kadın-kötü kadın

Profesör Fartmagül Berktay “Ataerkil ideoloji, daha ilk şekillenmeye başladığı andan itibaren erkeği rasyonellik, akıl, uygarlık ve kültür ile buna karşılık kadını irrasyonellik, doğa ve duygusallık ile özdeşleştirir. Kadının varlık nedeni anneliktir. İyi kadın fedakar eş ve annedir. Kötü kadın analık rolünü reddeden, çapkın, zevk ve eğlenceye düşkün, haz peşinde koşan- ama aynı zamanda gizemli ve çekici- fettan kadındır” der Tarihin Cinsiyeti kitabında.

Yirmi birinci yüzyılda bile siyasal İslam, erkek iktidarını devam ettirmek için “eksik” olduğuna inandığı kadının bedenini kontrol etmeyi kendinde hak görüyor. Melek Mosso gibi aklını, bedenini özgürce kullanan kadınları tehlike olarak algılıyor. Bu kadınların iyi kadınlara ve gençlere kötü örnek olmamaları için kamusal alanda görünür olmalarını engellemeye çalışıyor.

Kimlik siyaseti ve Sünni Türkler

Ataerkil zihniyetin bir de milliyetçilik ile harmanlanmış bir boyutu var ki o zihniyet de Kürt sanatçı Aynur Doğan’ın konserlerini iptal etmek için uğraşıyor. Dünyaca üne sahip Aynur Doğan’ın Kocaeli Derince’de yapacağı konser AKP yönetimindeki belediye tarafından geçen hafta iptal edilmişti, bu hafta da Doğan’ın 31 Mayıs’ta Bursa’da yapacağı konserin iptal edildiği açıklandı.

Gazeteci Mehveş Evin, “Kürtçe, gürül gürül akan kadın sesi, kendi haksızlığını, suçluluğunu hatırlattığı için susturmak istiyorlar. Sünni Türkler hep mağdurdur, asıl onlara düşmanlık, ayrımcılık yapılır, tersi söz konusu bile değildir” diyerek AK-MHP ortaklığının ayrımcı zihniyetini ortaya koyuyor.

Kimlik siyasetini Sünni Türklük üzerinden sürdürenlerin sahnedeki özgür kadına, hele bir de o kadın Kürt ise, hiç tahammülü yok. Nitekim Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Aynur Doğan’ın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “Harbiye Açık Hava Konserleri” kapsamında konser verecek olmasına sert tepki gösterdi.

Feminizm aşırı sağın yükselişi ile mücadele eder

Evrensel Gazetesi’nden Sinan Birdal, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın mülteci ve sığınmacı karşıtı siyasal söylemini kadınlar ve feminizm tartışmasıyla birleştirme çabalarını değerlendiren bir yazı kaleme aldı.

Birdal Özdağ’ın feminizm tartışmalarının sadece yeni bir partinin farklı çevrelere ulaşma çabalarından ibaret görülmemesi gerektiğini söylüyor, göçmen karşıtlığının feminist bir söylemle donanması ve aşırı-sağın restorasyonu tehlikesine dikkat çekiyor.

Sinan Bey’e bu endişesinin yersiz olduğunu söylemek istiyorum. Yıllardır eşitlik mücadelesi veren feministler göçmen karşıtlığına da, aşırı sağın yükselişine ilk tepki verenler olacaktır.

İşte size iki örnek:

Son dönemde mülteci ve göçmenlere yönelik ırkçı saldırılar ve tehditlerin artmasına karşı çıkan 82 kadın örgütü ve benim de içinde olduğum 700 aktivist, “Irkçılığın, ayrımcılığın, göçmen düşmanlığının ve körüklenen nefretin değil, göçmenlerin yanındayız” diyerek ortak bir açıklama yayınladı.

CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Meclis Genel Kurulu’nda Kürtçe Dar Hejiroke türküsünü söyleyerek, Aynur Doğan’ın konserinin yasaklanmasını protesto etti.

Milliyetçilik ile harmanlanmış eril ideolojinin hedef aldığı “Kimseye ait değilim. Ben kendimim. Kendime aidim” diyen Gülşen’in, “Sen beni sezemezsin, Dilimi ezemezsin, Sesim, sazım, sözüm var benim” diyen Sezen’in, “Bu zihniyetteki insanlar kendi yüreklerindeki karanlığı ve sapıklığı bizim hayatımıza da sokmaya çalışıyorlar ama buna asla izin vermeyeceğim, vermeyeceğiz” diyen Melek’in, bu toprakların yetiştirdiği en özgün seslerden biri olan Aynur’un yanındayız.

31 Mayıs Salı günü Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda Aynur Doğan’ın konserine giderek bu zihniyete en güzel cevabı vereceğiz.

Sezen’in dediği gibi şimdi “şarkı söylemek lazım avaz avaz!”