Gülseren Onanç
SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği olarak “Altılı Masa”nın “Altı Erkek” temsilcisi ile kadın hareketinin temsilcilerini, akademisyen, gazeteci ve aktivistleri çevrimiçi bir toplantıda bir araya getirdik.
Bu toplantıyı uzun süredir devam eden “Türkiye’nin demokrasi inşasında kadınlar nasıl yer alacak?” sorusu üzerine yaptığımız çalışmalar kapsamında düzenledik.
Cinsiyet uçurumu büyürken somut ve eşitlikçi kadın politikaları üretilmiyor
Biz SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği olarak kadın liderliğinin dünyayı daha yaşanılır bir yer yapacağına inanıyoruz. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın beşinci maddesi olan “cinsiyet cşitliğini sağlamak” maddesinin diğer maddelerin yaşama geçmesi yönünde kaldıraç etkisi olduğuna inanıyoruz. Ama gelin görün ki bu hedeften giderek daha da uzaklaşıyoruz. Dünyada ve Türkiye’de yükselen sağ siyasetin etkisi, pandemi ve sonrasındaki ekonomik kriz ile birlikte cinsiyet eşitliği uçurumu arttı. Dünya Ekonomik Forumu endeksine göre dünyada cinsiyet eşitliğinin sağlanması için 136 yıla ihtiyaç var.
Türkiye’de durum daha vahim; Cumhurbaşkanı’nın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının yanı sıra, kadın haklarının korunması ve cinsiyet eşitliğinin uygulanması konularında ciddi oranda geri gidiş yaşanıyor. Gerici eril zihniyet yargıya, emniyete, Diyanet’e, devlet kurumlarına öyle nüfus etti ki, kadın hak savunucuları olarak buna karşı mücadele etmek giderek daha da zorlaşıyor. Üstelik, bu güçler karşısında sahada etkili olarak mücadele veren, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu gibi kadın örgütlerine yönelik kapatma davaları açılıyor.
Kadın hareketi özgüveni yüksek, örgütlenme becerisi gelişmiş, akademi ile güçlü bağları olan özgür, bağımsız ve cesur bir hareket. Kadın hareketi, devlet kurumlarını da yanına alan bu eril zihniyet karşısında verdiği mücadelede yanında yeterli bir siyasi destek göremiyor.
Muhalefet partilerinin İstanbul Sözleşmesi’ne geri döneceğini söylemenin dışında somut kadın politikaları yok. Kadının siyasette eksik temsilini nasıl çözeceğini kimse söylemiyor. Kadın yoksulluğuna nasıl bir çare bulunacağını, kadına yönelik şiddet ile nasıl mücadele edileceğini, kadın istihdamının nasıl arttırılacağına ilişkin somut bir politika teklifi duymuyoruz. “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” önerisi ile iktidar ve sistem alternatifi olarak bir araya gelen “Altılı Masa” nın yaklaşımı da “iktidar değişikliğini bekleyin” şeklinde.
Altılı Masa’dan beklentilerimiz var
Oysa biz kadınların katılımı olmadan ve eşitlikçi politikalar yaşama geçmeden demokrasinin inşa edilemeyeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle feminist kadın örgütlerinin demokrasi inşasında aktif rol oynaması gerektiğini savunuyoruz. Kadınların siyasal partilerin karar alma mekanizmalarında ve politika yapma süreçlerine aktif olarak nasıl katılabileceğini sorguluyoruz. Altılı Masa’dan beklentilerimiz var: Somut, inandırıcı adımlar görmek ve bu sürece aktif katılmak istiyoruz.
İşte bütün bu nedenlerden dolayı, Altılı Masa temsilcilerini kadın hareketinin temsilcileri ile buluşturduk. Kafamızdaki soruları doğrudan kendilerine yöneltmek istedik.
Altılı Masa temsilcilerinin tamamının erkek olması çok tepki çekti
Altılı Masa’nın yürümesinden sorumlu altı parti temsilcisinin hepsi erkek. Sosyal medyadan toplantı duyurusunu yaptığımızda duyuru fotoğrafımıza gelen tepkilerden artık toplumun geniş bir kesiminin siyasetteki kadınları dışlayan erkek tablosundan rahatsız olduğunu gördük. Ben Seçerim Derneği’nin Konda araştırma şirketi ile yaptığı araştırmada “Siyasette daha fazla kadının olmasını gerekli görüyor musunuz?” sorusuna Türkiye’nin yüzde 65’i “evet görüyorum” demiş. Bu oran kendilerini modern olarak tanımlayanlarda yüzde 81, geleneksel muhafazakarlarda yüzde 60 dindar muhafazakârlarda yüzde 52.
Cinsiyet eşitliği için kadın erkek birlikte mücadele etmeli
Üstelik cinsiyet eşitliğinin bir kadın sorunu değil bir demokrasi ve gelişmişlik sorunu olduğuna ve kadınların ve erkeklerin bu eşitliği sağlamak yönünde ortak mücadele vermesi gereğine inanıyoruz. Cinsiyet eşitliği mücadelesinde erkeklerin kenarda sessizce beklemek yerine bizimle birlikte aktif mücadele etmesi gerektiğine inanıyoruz. Altılı Masa’nın altı erkek temsilcisine de cinsiyet eşitliğini sağlamak yönünde kadın hareketi ile birlikte mücadele etme çağrısını yeniledik.
“Altılı Masa Kadın Hareketi ile Buluşuyor” toplantısına CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, GELECEK Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya konuşmacı olarak katıldılar. Kadın Hareketi temsilcileri, gazeteciler, akademisyenlerden oluşan 250 nin üstünde kişi toplantıyı izledi ve sorularını konuşmacılara yönelttiler.
Moderatörlüğünü benim yaptığım toplantıdan çıkardığım sonuçları birkaç başlıkta şöyle özetleyebilirim:
- Altılı masanın temsilcileri kendi içlerinde samimi bir uyum içindeler. Kimse ötekinden rol çalmıyor, birlikteliğe ve uyuma özen gösteriyorlar.
- Kadın-erkek eşitliğine samimi bir şekilde önem verdiklerini ve eşit temsile mutabakat metninde yer verdiklerini söylüyorlar
- Altılı Masa’nın Anayasa komisyonu olarak başlayan temel grubunun tümünün erkek olmasını bir tesadüf olarak yorumluyorlar
- Daha çok kadının siyasete girmesi gerektiğine inandıklarını ama kadınların siyasete girmekte tereddüt ettiklerini söylüyor
- Seçim kazanılır ve Altılı Masa temsilcileri iktidar olursa kadın-erkek eşitsizliğini çözebileceklerine inanıyorlar. Tüm karar alma mekanizmalarında kadın-erkek eşitliğini sağlamanın bir devlet politikası olması gerektiğini savunuyorlar.
- Kadının siyasette, sosyal hayatta ve istihdamdaki dezavantajlarını ortadan kaldırmaya dönük politikaları savunduklarını söylüyorlar.
- Cinsiyet eşitliğini sağlamak üzere eğitimin çok önemli olduğuna inanıyorlar. Sorunun kültürel olarak çok derinde yattığına ve bunun değişmesinin uzun süreceğini düşünüyorlar.
Toplantımıza katılan T24 yazarı Candan Yıldız Altılı Masa’nın Kadın-Erkek Eşitliği İmtihanı: Yetmez Ama Tam ‘Evet’ De Değil” diyor.
Cumhuriyet yazarı Özlam Yüzak, partilerin kendi iç politikalarında kadın hakları sorununu içselleştirmemiş olmalarını eleştirdiği yazısında “Altılı Masa demokrasiyi kadınlar ile kurabilir mi” diye soruyor.
Katılımcılardan gelen soruları zaman zaman fazla eleştirel bulan Altılı Masa’nın temsilcilerinin sunumlarına ilişkin benim yorumlarım şöyle:
Somut politika önerisi ve öz eleştiri yok
- Cinsiyet eşitsizliğini iktidar tarafından dayatılan eşitsizliklerden biri olarak ortaya koyuyorlar. Türkiye’nin bu tablosundan kendi partileri ve onların yöneticilerini sorumlu tutmuyorlar. Öz eleştiri yapmıyorlar.
- Kadınların somut sorunlarına ilişkin somut bir politika önerisi yapmıyorla: Ev içi emeği ekonominin içine dahil etmek, kreş sayısını arttırmak, çocuk yaşta evliliklerin önüne geçmek, eğitim politikalarında kız çocuklarını desteklemek, Siyasi Partiler Kanunu’nu değiştirerek kadınların politikada eşit temsilini sağlamak, eş başkanlık sistemi ile kadınları karar mekanizmalarına ortak etmek gibi somut politika önerilerinden hiçbirini duymadık
- Kadınların siyasete mesafeli olduğu efsanesine inanmayı tercih ediyorlar. Kadınları siyasete kazandırmak üzere kendilerinin neleri farklı yapmaları gerektiğini düşünmüyorlar. Partilerindeki erkek egemen yönetimin farkında değiller.
Daha çok kadın, daha çok politika önerisi, yeni bir siyaset
Bir eleştiriyi de kendimize yapmamız gerekiyor. Biz kadın aktivistler o kadar çok can yakıcı günlük sorunlar ile meşgul ediliyoruz ki, büyük politikaları yapmayı erkeklerin yönetimindeki siyasi partilere bırakıyoruz. Dünkü toplantıda bir kez daha gördüm ki politika üretme süreçlerinde daha aktif yer almalıyız. Daha çok kadını siyasette var etmenin örgütlü mücadelesini vermeliyiz.
Erkek egemen siyasetin değişmesi için partinin yönetimleri ile diyaloglarımızı arttırıp politikalarımızı birlikte geliştirmeli, yeni bir siyaset dilini ve siyaset yapma biçimini kadın erkek birlikte kurmalı, demokrasiyi birlikte inşa etmeliyiz.