Gülseren Onanç

Gezi, bana kalırsa, “çocukların canının erik istemesidir, epeydir unuttuğunuz bir türkünün, birden dilinizin ucuna gelivermesi gibi bir şeydir.’’ diyor Ercan Kesal. Gülten Kaya “Gezi, yeşilin, sarının, morun, kırmızının, pembenin, beyazın, tüm renklerin harmonisi, ebrusudur. Rengarenk bir heyecandır, Türkiyedir” diyor.

Gezi umuttur

Ne zaman azıcık ümitsizliğe kapılsam aklıma Gezi gelir. Bu toplum Gezi gibi çoğulcu, kucaklayıcı, renkli bir hareketi, içinden öyle geldiği için, canı erik çeker gibi doğal, kendiliğinden yapabildiyse o toplum öyle kolay kolay baskıcı iktidara boyun eğmez. Bir toplumun Gezi’si varsa o toplumda demokrasi er ya da geç hakim olacaktır.

Gezi önce bir parkın korunması amacıyla başlasa da, zamanla geniş kesimlerin siyasal iktidara karşı duyduğu huzursuzluğu farklı biçimlerde ifade etmesinin bir sembolüne dönüştü. Üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen 20 günden az süren Gezi direnişinde yaşadığımız umut bizde kök saldı. İktidarı yıllardır çeşitli baskı araçlarıyla kriminalize etmeye çalışsa da Gezi’nin umudu geçen yıllara rağmen capcanlı duruyor.

Erdoğan’ın Gezi öfkesi sürüyor: “Bunlar çürük, bunlar sürtük”

Bu umudun hala capcanlı yaşıyor olması Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı fena halde kızdırıyor. Siyasal yargının Gezi’yi cezalandırmak adına hukuksuz olarak başta Osman Kavala olmak üzere 8 aktif vatandaşı yargılaması da Erdoğan’ın öfkesini dindirmiyor. Bu hafta Meclis grup toplantısında Gezi protestolarına katılanları kast ederek “Bunlar çürük, bunlar sürtük” ifadelerini kullandı. Bu sözlere barolar, siyasiler ve kadın örgütlerinden tepki yağdı. CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu başkanı Canan Güllü kadınları hedef alarak sarf ettiği ‘sürtük’ sözü nedeniyle Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu.

Sürtük olmak suç değil ki…

Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı uzun zamandır muhatap olarak almayı bıraktığım için midir yoksa sürtük sözcüğüne kendimi çok da yabancı hissetmediğimden midir bilmiyorum ama “sürtük” ifadesinden dolayı Cumhurbaşkanı’na pek de içerlemedim. Tepki yükselince ben bir şey mi kaçırdım acaba deyip Türk Dil Kurumu’nun sitesine girip “sürtük” sözcüğünün anlamına baktım. Sürtük için 3 farklı açıklama var:

  1. Vaktini çok gezerek geçiren, evinde oturmayan kadın: Bu tanım beni tarif edebilir, özellikle pandemi öncesinde evimde oturmayıp sürekli iş güç, mücadele peşinde dolaşmaktan zamanımın büyük çoğunluğunu ev dışında geçiriyordum. Gezi’de de her gün sokaklardaydım doğru.
  2. Aynı anda birden fazla kişiyle gönül eğlendiren kadın: Eh bu da olabilir. O kadar çok kişiye gönül bağıyla bağlıyım ki, hepsiyle gönül eğlendiremesem de.
  3. (Kaba konuşmada) Hayat kadını: Bu tanıma pek uymuyorum kendime meslek olarak mühendisliği seçtim ve iş yaşamında yönetici olarak para kazandım.

Hem sürtük olmak suç değil ki. Çok şükür, ülkemin halkı yoksulken ben sarayda yaşamıyorum

Kamu kaynaklarını aileme ve yakınlarıma aktarmıyorum. Yargıyı siyasal emellerime alet edip rakibime karşı kullanmıyorum. Memleketimi savaşa sokmuyorum. Seçmenime hakaret etmiyorum.

Bir aktivist olarak ne yapıyorum?

SES Eşitlik, Adalet, Kadın Platformumuz dört yaşında!

Bir aktivist olarak arkadaşlarımla birlikte 4 yıldır SES Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu’nu kadınların SES’i olması için çıkarıyoruz. Gezi ruhuyla dört yıl önce çıktığımız yolculukta yerel ve uluslararası kadın gündemini yakından takip ediyoruz. Kadın liderliğiyle ‘başka bir dünyanın’ mümkün olduğunu savunuyoruz. Siyasette ve yerel yönetimlerde kadınların daha çok yer alması için ‘rol model’ kadınların portrelerini öne çıkarıyoruz. Ekonomi ve iş dünyasına toplumsal cinsiyet perspektifinden bakıyoruz, çevre ve iklim mücadelesinde öncü olan kadınları öne çıkarmaya çalışıyoruz.

SES Eşitlik, Adalet Kadın Platformu olarak Türkiye’de ve global kadın hareketinin mücadelesinin çetelesini tutmaya çalışıyoruz. Bu günler geçip, birileri bu zor yıllarda kim ne yapmış diye sorduğunda eşitlik, adalet adına kadınların Türkiye’de ve dünyada verdiği mücadelenin ilham veren hikayelerini SES’te ve onun bültenlerinde bulacaklar.

Gidecek daha çok yolumuz olsa da şimdiye kadar başardıklarımız bize umut veriyor!