Gülseren Onanç
Cinsiyet eşitliği hayali kurduğumuz dünyadan hızlı bir geriye gidiş var. Yükselen sağ siyasetin de etkisi ile Türkiye’de ve dünyada eşitlikten uzaklaşıyoruz. Erkek egemen siyaset, feminist kadınların sorunlarını sahiplenmiyor ve onun için bir siyasi söylem üretmiyor. Türkiye’de AK Parti iktidarında kayıplarımızdan bazılarına bakın durumun vehametini anlayacaksınız:
- Kadın haklarını koruma amacıyla kurulmuş bakanlık düzeyindeki kurumlar işlevsiz hale geldi.
- Toplumsal cinsiyet eşitliğini hayata geçirmek ve gerekli politikaları kamu kurumlarına ve kamu hizmeti anlayışlarına uyarlamak için yapılması gereken eylem planları rafa kalktı, izleme mekanizması işlevsiz hale geldi.
- Kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi politikası adli kolluğun güvenlik ve diyanetin dindarlaştırma hedeflerine alet ediliyor.
- Kadınların ve kız çocuklarının eğitim, istihdam, adalete erişim, kamusal alana eşit katılım ve eşit temsil gibi haklarında geri gidiş hızlanıyor.
- Türkiye İstanbul Sözleşmesi’den çekildi, CEDAW’ın uygulanmasında hala sorunlar yaşıyor.
- Pandemi ve sonrasında işgücüne katılım azaldı, kadın yoksulluğu ekonomik krizle birlikte arttı.
Üstelik kadın haklarını savunan kadın örgütlerine karşı kapatma davaları açılıyor. Geçen hafta Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu hakkında açılan fesih davasının Türkiye’de sivil toplumun ve kadın örgütlerinin SES’ini kısmaya yönelik bir adım olduğunu söylemiştik.
Kadın örgütleri yıllardır yaptıkları gibi kadın sorunlarını SES’lendirmeye çalışıyor. SES Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu bunun için kuruldu. Pandemi sırasında platformlar kurduk, daha geniş bir ağ oluşturduk. Türkiye’nin her yerinden kadına ulaşmayı başardık. Erkek egemen ve yandaş medya içinde yer almak zor olduğu için sosyal medyayı etkin kullanmaya gayret ediyoruz. Yani kadın hareketi olarak otoriter iktidarın karşısında cesur, aktif bir mücadele sürdürüyoruz.
Sivil direniş yetersiz kalıyor
Ama ne yazık ki bu mücadelemiz yetersiz kalıyor. Her ne kadar sokakta mücadele etmeye devam etsek ve sosyal medya kampanyaları ile giderek daha geniş kitlelere ulaşmayı başarsak da bu çabalar hakim iktidarın baskısı altında gerekli etkiyi yaratamıyor.
Muhalefet kadın sorunlarına ilişkin politika üretmiyor
Bu gidişata karşı etkin tavır almasını beklediğimiz muhalefet partileri, siyasal ittifakları küstürmemek ve kısa dönemli seçim hesapları ile aktif bir politik karşılık veremiyor.
Partiler kadın sorunlarını öncelik olarak almıyor, sahiplenmiyor, kadın sorunların ilişkin politika geliştirmiyor. Altılı masanın yayınladığı metinlerde kadın haklarına yönelik içselleşmiş ibareler yer almadı. Lafa gelince kadınların ne kadar önemli olduğunu söyleyen parti temsilcileri kadın sorunlarını sahiplenen politikalar geliştirmiyor. Muhalefet partileri içinde kadın hakları mücadelesi veren temsilcilerin sayısı kısıtlı.
Hal böyle iken, önümüzdeki bir yıl içinde gerçekleşecek seçim sürecinde, demokrasinin yeniden inşasının gerçekleşeceğini umduğumuz süreçte biz kadınlar nasıl yer alacağız?
Geçmişte yaptığımız gibi siyasi partilerin daha çok kadın aday göstermesini talep etmekle mi yetineceğiz? Yıllardır verdiğimiz bu mücadelede geldiğimiz yer kadın milletvekili oranında sadece yüzde 17’yi yakalamak oldu.
Türkiye’nin demokrasi inşasında kadınların nasıl rol oynayacak?
Kadın politikalarının siyasette benimsetilmesi üzerine yıllardır mücadele veren, kadınların siyasette desteklenmesi için çalışan akademisyen, aktivist, iletişimci, sivil toplum temsilcisi arkadaşlarım ile bu hafta bir toplantı yaptık. Türkiye’nin demokrasi inşasında kadınların nasıl rol oynaması gerektiği üzerine yeniden düşünmek, stratejiler geliştirmek istedik.
Çok verimli geçen toplantının sonunda, kendimize yönelik öz eleştiri yaptık, geleceğe yönelik planlar geliştirdik. Toplantımızın çıktıları heyecan verici yeni bir vizyon ortaya koyuyor. Toplantı kararlarımızdan bazılarını sizlerle paylaşıyorum:
- Bu gidişata kadın hakları örgütleri olarak itiraz etmek ve kadın hakları savunucularını siyasete sokmak ve her kesimden kadınları kendi gücümüzle aday göstermek için ciddi bir baskı grubu oluşturacağız.
- Eşitlikten yana erkekler ile birlikte eşit hak ve özgürlükler temelinde bir siyaset talep edeceğiz.
- Olası cumhurbaşkanı adaylarının kadın haklarını koruma konusundaki taleplerimizi dile getirmesini ve sahiplenmesini istiyoruz.
- Özellikle mevcut siyasi durumdan hiç umudu olmayan ama ilk seçimde oy kullanacak 7 milyon gencin cinsiyet eşitliği beklentilerinin çok yüksek olduğu gerçeğini unutmayalım. Bu gençlerin “yeni siyaset beklentileri” içinde kadın hakları siyasetinin doğru bağlamlarda yer almasına çalışacağız.
- Siyasal partilerin içinde, karar mekanizmalarında yer alan, eşitlik ve kadın hakları dostu erkek politikacıları bir araya getiren ve destek vermelerini sağlayan çalışmalar yapacağız.
Demokrasinin geleceğini “kimlik siyaseti” temelinde değil, “eşit hak, eşit özgürlük” temelinde görüyoruz. Biz kadınlar Türkiye’de demokrasi inşasında politik söylemimizin muhalefet partileri tarafından benimsenmesi ve hayata geçirilmesi için aktif bir biçimde çalışacağız. Bu yolda eşitlikten yana olan erkekler ile birlikte yol yürümeyi hedefliyoruz.